İnstagram
Telefon
WhatsApp
İletişim Bilgileri

YAZILARIMIZ

YAZILARIMIZ

YAZ TATİLİ ve HİPERAKTİVİTE

Hareket arayışı olan, hareket halindeyken mutlu olan çocuklar için yaz tatili harika bir dönemdir. Rahatça hareket edebilecekleri, okulun, derslerin, ödevlerin baskısı olmadan geçirecekleri günlerdir.

Bu noktada aileler çocuklarının herhangi bir yönerge olmaksızın durmadan hareket edip enerjilerini atmanın doğru olduğunu düşünürler. Ama bazen bu durum sakıncalı olabilir.

Çocuklar hareket arayışlarını kendi bedenlerinden ve çevreden aldıkları duyusal uyaranlarla bütünlerler. Vestibüler sistem dediğimiz hareket sistemi bu uyarıları düzenler. Bu sistemde var olan işlemleme bozukluğundan dolayı bazı çocuklar dışarıdan gelen hareket uyaranını yeterli bulmazlar. Bundan dolayı yerlerinde duramayıp hareket uyaranı ararlar.

Aileler çocuklarını iyi gözlemlemelidir. Kontrolsüz, tehlikeli, anlamsız ve vücut parçalarını doğru kullanmadığı hareket uyaranlarını iyi bilmeli ve çocukları için doğru hareket varyasyonlarını belirlemelidir. Çünkü bilinçsizce alınan uyarılar ileride duyusal ve davranışsal birtakım sorunlara ayrıca akademik hayatta dikkat ve odaklanma problemlerine yol açabilir.

Daha fazla bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz 

 

UYKU VE DUYU BÜTÜNLEME

 

Çocukluk çağında yaşanılan problemlerden biri de uyku sorunlarıdır. Uykudan kaçınma, uykuya geçiş süresinin uzun olması, sık sık uykudan uyanma gibi problemlerin nedenlerinden biri de duyusal işlemleme bozukluğu olabilir.

Çocuklar gün içerisinde çok fazla duyusal uyarana maruz kalırlar. Duyusal işlemlemeyi normal bir şekilde yapabilen çocuklar için bu herhangi bir sorun oluşturmaz. Fakat duyusal işlemleme bozukluğu olan çocuklarda bu uyaranlarla baş edebilmek veya daha fazla uyaran alabilmek oldukça zordur.

Duyusal işlemleme bozukluğuna bağlı uykuyu etkileyen birçok faktör olabilir. Örneğin;

  • Gün içerisinde aldığı görsel, işitsel, dokunsal, vestibüler uyaranlar çocuğun sinir sistemini yorabilir
  • Kendi bedenini rahatlatma, sakin kalma becerisi de dediğimiz regülasyon becerisini kazanamamış olabilir.
  • Uykuya dalmak üzereyken veya uyku sırasında çevreden veya bedeninden gelen uyaranla kolayca uyanabilir.
  • Uykuya geçiş rutinini planlayamaması, uyku sürecini yönetememesi etkiliyor olabilir.

 

 

MOTOR BECERİLER VE FİZİKSEL AKTİVİTE

Temel motor beceriler, farklı vücut bölümlerini veya bütününü içeren kaba motor becerilerin temel alanıdır ve erken çocukluk döneminde özellikle okul öncesi yıllarda teşvik edilmelidir. Bu beceriler, çocukların gelecekteki yaşamlarında daha karmaşık becerilerin öğrenilmesi için yapı taşlarıdır. Temel motor beceriler koşma, zıplama, yürüme ve nesneleri elle müdahale edebilmek için nesne kontrol becerilerini örneğin; yakalama, fırlatma, itme gibi becerileri içerir.

Erken çocukluk döneminde temel motor becerilerde daha fazla yetkinlik; daha yüksek fiziksel aktivite ve ergenlik döneminde algılanan motor yeterlilik ve daha sağlıklı bir yaşama olanak sağlar.

Fiziksel aktivite her çocuğun erken gelişimi için temeldir. Yeterli fiziksel aktivite yapan çocuklarda bilişsel ve motor becerilerde olumlu anlamda gelişmeler gözlenmiştir.

 

 

ÇOCUĞUNUZ DUYGULARINI TANIYOR MU ?

Duygularımız; çevremizde ya da bedenimizde olan biten şeylerin ardından iç dünyamızda verdiğimiz tepkilerdir. Çocukların duygunun ne olduğunu bilmesi, onu tanımlaması ve ayrıntıları hakkında bilgi sahibi olması, zor duygularıyla baş edebilmesi için önemlidir.

Duygu ile baş edebilmenin yolu onu fark etmekten geçer. Duygularımız bedenimizde değişiklikler yapar. Herkesin hissettiği duyguya verdiği bedensel tepkiler birbirinden farklıdır. Örneğin çocuğunuz sinirlendiğinde bütün kasları kasılıp geriliyor ya da mutsuz olduğunda karnında veya bedeninin farklı bir yerinde ağrı hissediyor olabilir. Bedendeki bu değişiklikler çocukların duyguyu daha kolay anlamlandırmasını sağlar. Çocuğunuzun bir duygu hissettiğinde bunun vücudunda değişiklikler yapabileceğini ve bunun oldukça normal olduğunu sağlamak duygularını anlamlandırma sürecinde önemli bir basamaktır.

 

 

 

 

ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ ÇEVRENİN ÇOCUKLAR ÜZERİNE ETKİSİ

Zenginleştirilmiş çevre; etrafını anlamaya çalışan bir bebekte, okula adaptasyon sağlayan veya arkadaşlarıyla oyun oynamayı anlamlandırmaya çalışan bir çocukta aktif keşfi uyaran ve destekleyen bir ortamdır.

Çevre ile etkileşim, yaşam boyunca normal beyin işlevleri için gerekli sinir hücresi ağının kurulmasında anahtar rol oynamaktadır.

Çocukların bulunduğu ortamda, çocuk için faydalı ve çocuğu keşfe yönlendirecek yani uygun uyaranı sağlayacak materyalin bulunması gerekmektedir. Tüm bunların yanında çocuğun doğru yerde, doğru zamanda ve doğru uyaranı alması çok önemlidir. Çünkü çocukların duyusal, psikolojik, sosyal vb. gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri gerekli uyaranlarla doğru zamanda karşılaşmalarına bağlıdır.

Çocukluk çağının herhangi bir döneminde gereken uyaranı alamayan çocuğun kritik dönemi geçilmiş olacak ve doğru çevresel uyaranlara karşılaşılmadığında ise işlevsel bir gelişim gerçekleştiremeyecektir. Bundan dolayı mutlaka bir terapist eşliğinde çocuğa uygun ve zenginleştirilmiş bir ortamda gereken duyusal uyaranlar verilmelidir.

 

 

 

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNDA GÖRÜLEN DUYUSAL BOZUKLUKLAR

Duyu bütünleme bozuklukları otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda yaygın görülen bir durumdur. OSB’li çocuklar vücutlarından ve çevreden aldıkları uyaranları algılamada, işlemlemede ve buna bağlı bir adaptif cevap oluşturmada yetersiz kalırlar. Vücudunda ve çevresinde ne olup bittiğini anlamlandıramayan çocuklarda bazı davranış problemleri gözlemlenebilir. Duyusal işlemleme bozuklukları gösteren OSB’li çocuklarda sıklıkla gözlenen davranış paternleri;

  • Aşırı sesten rahatsız olma
  • İsme tepki vermeme
  • Sözel yönergeleri ilk seferde anlayamama
  • İlgisiz görünme
  • Nesnelere aşırı dokunma veya koklama
  • Dokunulmaktan kaçınma veya dokunulduğunun farkına varmama
  • Karmaşık bir ortamda dikkatini toplamada zorlanma
  • Yanıp sönen veya dönen cisimleri takip etme
  • Vücudunu doğru kullanamama
  • Tırmanma gereken aktivitelerden kaçınma
  • Yavaş ve dikkatsiz hareket etme
  • Yürüme sırasında nesnelere çarpma
  • Sallanmaktan, kaymaktan çekinme
  • Sürekli hareket etme
  • Tehlikeli hareketler yapma
  • Yemek kokularından rahatsız olma veya kötü kokuların farkında olmama
  • İnsanları veya nesneleri koklama
  • Dokulu, yumuşak veya taneli yiyeceklerden kaçınma
  • Acıkmasına rağmen yemek yemeyi unutma
  • Sürekli ağzına bir şeyler götürme
  • Besin olmayan nesneleri çiğneme, ısırma, emme vb.